Sayı 8 28
KÜÇÜK İSKENDER’E / ÖZGÜR ÇAKABAY
Büyüğünü bilmem de Küçüğü öldü harp meydanında Taksim’de, Beyoğlu’nda Parkasına sıkı sıkı sarılmış Arkasına bakmadan Ağzında yarım bir sigara Koynunda yarım kanyak Ve küçük bir not defteri Kalın puntolarla yazılmış bir cümle “İNSAN BİR GÜN ÖLECEĞİ İÇİN SEVİNMELİ”
FARKLI BAKIŞ ACILARINA BAKIŞ DERSLERİ / T. KIRMIZI
FARKLI BAKIŞ ACILARINA BAKIŞ DERSLERİ Küçük İskender’e Bulgulara göre hedefini ıskalayan bir rus ruletiymiş aramıza giren Farklı bakış acılarına bakış dersleri 1 Dinlemekle, anlatmakla bitmeyen ağır romanlarımız vardı Ağır abilerdik o zaman Üstelik orkestrası bile olmayan Hem roman okumayı da bir türlü beceremezdik Başımız ne zaman sıkışsa bir büyüğe bir de Küçük İskender’e […]
ALİ AKTEMUR’LA SÖYLEŞİ / SADIK ÇİL
KISA FİLM ŞİİRDİR, ŞİİR AŞKTIR Tersakan Sanat olarak bu sayıdaki röportajı sinema aşığı Ali Aktemur ile yapacağız. Ali Aktemur hoca ile daha önce kısa film atölyesinde beraber olmuştuk. Kendisi o atölyenin öğretmeniydi. Şimdi bir tutku ile başlayan sinema aşkının yönetmenliğe dönüşme hikâyesini göreceğiz. SADIK ÇİL: Ali hocam öncelikle hoş geldiniz. Sinemaya karşı […]
KAVUNUN ANAHTARI / DEMET EŞMEKAYA SELÇUK
KAVUNUN ANAHTARI Tatil heyecanı ile girdim yatağa, sabah erkenden düşeceğiz yollara… Neredeyse bir haftadır hazırlık yapıyorum, gün boyu ayaktaydım, son güne bıraktığım işleri tamamlayacağım diye canım çıktı ama neyse ki her şeyi hallettim. Annemin “Yorulmanın adını gezme koymuşlar” sözü geldi aklıma, “daha gezmeye başlamadan başlıyor yorgunluk” dedim kendi kendime. Yatağa girdiğimde ayaklarımın altı […]
YENGİN HALKLARA SU ÇAĞRISI III / BÜNYAMİN ÇAKABAY
YENGİN HALKLARA SU ÇAĞRISI III Herkes malum bir kusura yazgılıdır, bu uzakta… Bu uzakta bütün halklar da zaferlerinde şüphelidir, ganimet sandıklarının kilidi kanla açılır ve kanla kırışır yaşlı kırgınlıklar burada. buralarda aynasız suratların beton kanlarıyla doğurur kadınlar, evlatlarını. en ağır babaların yetimleri bile ceviz gölgelerinin kokusuna düşürür kör kuyusunu. […]
SERMEST DÜŞÜNCE / MAVİ KELEBEK
SERMEST DÜŞÜNCE İliklerine kadar üşümüştü. Titreyen elleriyle çayına uzanıp ince belinden kavramıştı bardağını. Hep, hayatın incinen- ince köklerinden almıştı yaşam arzusunu. En çok sevdikleriydi sararmış -ama mutlaka sararmış- kitap sayfaları, bulutun ha yağdım ha yağacam diyen grisi, kırılmış camların ardından bakan çocuk gözler, gördüklerinin acısından dalları yerlere yığılmış ağaçlar ve “O”. […]
OCAK - ŞUBAT 2023

Son Yazılar
Saki Sunağı
Yan Ilgın yanım yan, çağır geceye geleni
Ne alacaksa alsın – versin ne verecekse
Aşk’a zaman mı var?
En Çok Yorumlanan