GÜL OLDU / RIZA KARAKUŞ
GÜL OLDU ey soluğumu mavilendiren mevsimim ağaçlar gibi kalabalık ellerin… dudaklarındaki mayısı ezberliyorum hışırdayan yapraklar ardında. soluğumda sakladığım ırmaklara dök hadi durma o imbat saçlarını zencefil kokan bir şair, sokak lambası olsun yüreğinin. kirpiklerine adandım alnından süzülerek balkonda terleyen sardunyalara verdim adını saçlarınla söyleştim eserken rüzgarınla seni yazdım gül […]
BİR SIÇRAYIŞTA KAYBOLDU / SELAHATTİN AVCI
BİR SIÇRAYIŞTA KAYBOLDU Balkondayız. Küllük tepeleme izmarit. Köşeden köşeye savrulan küllerle, dökülmüş gül yaprakları köşe kapmaca oynuyor. Çalı gülü hepten dökmüş kendini. Sonbahara daha çok var. Gazı kaçmış yarımlı çeyrekli kolalar, bu köşenin en eski müdavimlerindeniz, der gibiler. Harnup boğmasının ziyana gelmezliğini iyi bellemiş. Boğma şişeleri boş. Sigara üstüne sigara yakıyor. N’oldu […]
SOYUNUN SONUNCUSU / CABİR ÖZYILDIZ
SOYUNUN SONUNCUSU Bilirsiniz, her ailede yaptıkları ya da yapmadıklarıyla o aile bireylerini kahreden bir baş belası mutlaka vardır. Bu kişi bazen sahtekâr, batıkçı, zalim bazen de mazlum olabilir. Bu zat kimi zaman dayı olur kimi zaman amca bazen de enişte. Ağabey ve ablaları bu mevzunun dışında tutuyorum. Onlar her nedense çekirdek ailenin katlanılır […]
ATİ’NİN TAŞLARI / ATİ
ATİ’NİN TAŞLARI Dış dünyadan içimize doğru eşlik ediyor yağmur. Kahve kokusunun kitap kokusuna karıştığı dalgın sözcükler. Birer birer ruhumuzda ahhh! Ahhh ki ne ahhh! Yüreğimizdeki habisli yerin sızladıkça verdiği acının tahakküme dönüşmesi değil mi bu. Belki yalan yanlış kavrıyorumdur şu kısacık hayatımı, hayatımızı. Bir iç çekiş daha. Bir daha. Kendi doğasından ayrık insansoyu […]
MAVİ VE RÜZGAR / YILMAZ BİNTEPE
MAVİ VE RÜZGAR Dönüp külleri karıştırsan, ne olacak? Ne bekliyorsun ki? Ruhumuzdan sıkılmış anılar, Kırkyamalı gülümseyişler, … Taşı yaran ağaç değilim ki; Başımı göğe dayasam, ağırbaşlı acılardan, ölü kuşakları serpiştirsem gölgelere. Camdan vuran güneşte, Çıplak toz tanesiyim. Küle dönmeden zaman, tut elimden. Tut elimden, dağılsın makine. Bulanık zıtlıklardasın sen, Kana […]
LEYLA İLE O’NUN SOHBETLERİ / OKŞAN KARAKAYA
LEYLA İLE O’NUN SOHBETLERİ Leyla herhangi bir kadın… Leyla masasına oturdu. Bilgisayarını açıp yazmaya başladı. Gözü masanın üzerinde ölmekte olan kaktüse takıldı. Kalemlikten bir kalem aldı. Ucuyla saksının toprağını eşeledi. Minicik sinekler havalandı topraktan. Kalemin ucu kadar sinekler. Biri bilgisayarın ekranına kondu. Leyla hiç düşünmeden işaret parmağını sineğin üzerine koydu. Sonra […]
AYRILIK ÇEŞMESİ / ZUHAL ÜNAL
AYRILIK ÇEŞMESİ Yağmur hızlanmaya başlamıştı. Ayla, mantosunun önünü iyice kapattıktan sonra kapüşonunu da başına çekti. Islanmak istemiyordu. Neyse ki metroya epey yaklaşmıştı. Adımlarını hızlandırıp istasyona attı kendini. Niye şemsiyesini almadığına hayıflanmanın zamanı değildi. Zaten ne zaman, neyi tam da ihtiyacı olduğu zaman yapmıştı ki. Çantasından İstanbul kartını çıkardı. Kartı cihaza takmaya çalıştı. Bir […]
TEMMUZ - AĞUSTOS 2022

Son Yazılar
Saki Sunağı
Yan Ilgın yanım yan, çağır geceye geleni
Ne alacaksa alsın – versin ne verecekse
Aşk’a zaman mı var?
En Çok Yorumlanan