
Tohumun yeşeren dalıyım dedi. Konya’nın Boz (kırında) gözlerinden gülerdi. Yüzü anlatsın size. Patronu; “eski bir yüzün hatırına” dedi. ‘Patronlar tacirdir. Aşk bilmezler’ dedim. “Olsun, eski bir yüzün hatırası” diye söylendi. Orada duruyordu işte.
Bir tohumun filizine konuşmuşluğum vardır. Eskimiş dallar affetsin. Bir duaya açılan kapıydı. Sonunu şairler yazsın.
Belki inanmazsınız herkesin bakmadan geçtiği bir kadındı. Birazda rakı. Gözlerin dedim; “kafesinde çırpınan kuşlar.” Gülümsedi.
Gülümserken kuşlar hala çırpınıyordu. Geçmişimi ve geleceğimi getirip önüme kattı. Meze, rakı vs. işi oydu. Aldım göğüs kafesimin içine sakladım. ‘ Çok yorgun kalbim’ dedim kendime. Kendimle konuşmuşluğum da çoktur. Herkese rakı, meze vs.
Yine de herkese öyle gülerdi. Kimsenin bilmişliği yoktur. Bence olmasın.
Meraklandığım kitaplara benzerdi. Yüzünü ezberledim. ‘Bir fotoğraf’ dedim sevgili dostuma. Kollarını açtı gülümserken fotoğraf. Kafesinde kuşların çırpındığı yüzüne değdi. Belki o bunu bilmiyordur Selahtin.
Bizim Selahtin (nüfus cüzdanına inat) ”babam keyifliyken Kahtalı Mıçı, kederliyken Mahzuni” diye anlatıyordun. Susmak için hangisi lazım Selahtin. Geçerken söyledin, sıradan sözlerimin içini acıttığını. Hep aynı yolda bırak beni. Sen giderken sözler arkanda kalsın istersen.
Şu bizim patron. Okuya okuya eski bir kara kitapta bulmuş, eskimiş sözlerimi. “Göğüs uçları şaraba batmış bir kadın emzirmiyorsa seni, neye yarar aşk” diye. Hani unutmuş “sevgiliye dua, şaraba şiir” okuduğumu. Bilirsin işte. Onun da işi rakı, meze vs. İşi biliyor hani; kaz gelecek yerden tavuğa razı olmaz cinsinden.
Adı Filiz desem Atila İlhan’a ayıp. İşte böyle kaldım arafta. Cehenneme ayıp.
Okumuşluğunu bilemem ama sarhoşluğun kitabını yazmışlığı vardır. Bakanı bilir. Güneşin solmasın Selahtin, okuyanlar imge sansın. Bu da sırrımız olsun mesela.
Hani boş bulundum sarhoşluğa racon lazım. “Zor zamanlarında ara” dedim. O da“saçmalama” dedi. Gözlerini hak ediyor bence. Mahcup oldum.
Ne çok sarhoş görmüş değil mi Selahtin?
Ama biliyorsun işte, mesele; Filiz’in giderken bıraktıkları….
Ne yakışırdı ama kollarını açmış bir filiz fotoğrafı….
Saçmalama derdi mesela. Dedim ya sarhoşluğun kitabını yazmışlığı vardır diye….
Adı filiz. Küçük harflerle yazdım kimse bilmesin diye.
Bir cevap yazın